Uçağa binen ilk kadın: Belkıs Şevket Hanım

Belkıs Şevket Hanım, uçağa binen ilk Türk-Osmanlı kadını ve aktivist olarak anılıyor. Üstelik, oldukça anlamlı bir yılda bu uçuşu gerçekleştirmiş; ülkemizdeki ilk kadın pilot, dünyadaki de ilk savaş pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen’in doğum yılı olan 1913’te.


Pilot Fethi bey’in kullandığı “Osmanlı” isimli tek motorlu üstü açık uçağa, o zamanın deyişiyle tayyareye binen Belkıs Şevket Hanım’ın bu uçuşu özel bir amaç taşıyordu.


Balkan Savaşı’nın ardından Donanma Cemiyeti, orduya yeni uçak ve donanmaya gemi alınması için bir bağış kampanyası başlatmıştı. Belkıs Şevket Hanım da kadın hakları savunma derneği olarak kurulan ve kurucuları arasında yer aldığı Müdâfaa-i Hukûk-u Nisvân Cemiyeti’nde aktif olarak yer alıyordu. Dernek vasıtasıyla Türk kadınının gücünü ve cesaretini tanıtmak hem de orduya bir uçak hediye edebilecek miktarda bağış toplanması amacıyla bir uçuş gerçekleştirme fikri ile yola çıktı. Birinci Kolordu Komutanlığı’ndan gerekli izinler alındı. Hava durumuna uygun bulunan 1 Aralık 1913 tarihinde Belkıs Şevket Hanım, dernek üyeleri eşliğinde Yeşilköy’e ulaştı. Havaalanında bulunan izleyiciler ile yerli ve yabancı basın mensuplarına kısa bir konuşma yaptıktan sonra 15 dakika sürecek olan uçuş için Pilot Üsteğmen Fethi Bey’in idaresindeki uçağa bindi. Uçuş, 200 metre irtifada Şişli, Hürriyet Abidesi, Üsküdar ve Kadıköy üzerinde gerçekleşti.


Tarihe adını altın harflerle kazımış kadınlar

Orduya uçak hediye etmek için halktan destek istemek, aynı zamanda kadınların varlığını ve gücünü ortaya koymak için gökyüzüne yükselen Belkıs Şevket Hanım, 1 Aralık 1913 tarihinde gerçekleştirdiği uçuş ile “uçağa binen ilk kadın” olarak ülke tarihine geçti. İstenilen düzeyde bağış toplanamasa da Belkıs Şevket Hanım'ın bu davranışı büyük takdir kazandı.


Orduya bir uçak hediye etmek için bağış toplama amacıyla kartlar hazırlatan Belkıs Şevket Hanım, İstanbul üzerinde gerçekleştirdiği uçuş esnasında bu kartları aşağı bırakmıştı. Kartlar üzerinde ise şöyle yazıyordu:


“Belkıs Şevket Hanım, Osmanlı ve İslam kadınlığı namına havada tayerân ederken (uçarken) Kadınlar Dünyası ismi ile muhterem ordumuza bir tayyare (uçak) ihdasını (hediye edilmesini) bilâ tefriki cins ve mezhep (ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin) Osmanlı kadınlığından bekler.”



Belkıs Şevket Hanım kimdir?

Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-u Nisvân Cemiyeti üyesi ve Kadınlar Dünyası Dergisi yazarlarından biri olan Belkıs Şevket Hanım, Sultan II. Mahmut’un vezirlerinden Ali Namık Paşa’nın torunu ve Ata Paşa’nın kızıdır. İstanbul’da kadın haklarını savunma derneği olarak faaliyet gösteren Müdâfaa-i Hukûk-u Nisvân Cemiyeti’nin kurucu üyelerinden biridir.


Uçağa binen ilk Türk-Osmanlı kadını Belkıs Şevket Hanım'ın tarihe geçtiği bu uçuşla ilgili duygularına Fikret Arıt'ın 1967 yılında yayınlanan “Havalarda İlk Türk Kadınları” kitabında şöyle yer verilmiş;


“Harbiye Bakanlığı’nı, yangın kulesini, daha bazı büyük yapılarımızı gördükçe bilmem neden, gülüyordum. Minareler, şamdanlar içindeki mumlar gibi görünüyor; yapılar çocuk eğlencelerindeki küçük evler gibi göze çarpıyordu. Koyu mavi canfes atlaslar gibi kıvranarak uzanan Boğaziçi ve iki yanındaki zümrüt gibi Anadolu ve Rumeli kıyıları ve bunların havadan kuşbakışı görüntüsü gerçekten çok güzeldi.


O kadar hızlı uçuyorduk ki, kartları attıkça kolumu tekrar yanıma getirmek için epeyce güçlük çekiyordum. Bazen benzin gözlüklerimin üzerine sıçrıyor, etrafımı görmek için tekrar siliyordum. Dört tane yün fanila ile üşüyordum. Başım daha çok üşüyordu.


Yere indiğimiz zaman gönlümde tasa vardı. Kalbim, ruhum daha çok gezmek, hatta uzaklara, daha ötelere gitmek istiyordu. Evet... Keşke bu yolculuk daha uzun sürseydi..."


Tarihe geçen 5 genç kadın maceracı

Onlar 25 yaşına gelmeden önce yetişkinliğin en zorlu maceralarına atıldı. İşte kutup kâşifi, denizci ve dağları aşan 5 genç kadın ve heyecan verici hikâyeleri...

5Kutup Kaşifi Jade Hameister Avustralyalı Jade Hameister, 16 yaşındayken çıktığı Kuzey Kutup serüveni sonucunda, büyük kutup üçlemesini tamamladı ve bu alandaki en genç kişi olarak tarihe geçti. Fikir ve cesareti, 12 yaşında Everest Ana Kampı'na yaptığı yürüyüşte tanıştığı iki kadından aldı. Jade, buz üzerinde, ayağında kayaklar ve sırtına bağlı olarak çektiği, kendinden ağır ekipman kızağıyla 1300 kilometrelik bir alanda toplam 3 keşif turu yaptı. Büyük Kutup Üçlemesi'ni tamamlayarak Kuzey Kutbu, Grönland ve Güney Kutbu turunu yapan az sayıdaki insandan biri oldu. Bembeyaz kar örtüsüyle kaplı Kuzey Kutbu'ndaki keşfinde ona babası ve bir rehber eşlik etti. Toplam 75 gün çadırda kalarak fırtınalar atlattı ve çok zor günler geçirse de pes etmedi. Sosyal medya hesaplarına da zaman zaman bağlanan ve durumuyla ilgili fotoğraflar paylaşan Jade Hameister, evine döndükten sonra kutup rüyasını maceraya dönüştürme hikâyesini kitap haline getirdi. Dünyayı yalnız turlayan Laura Dekker Tartışmalı bir hikâyesi olan Hollanda asıllı Yeni Zelanda'lı genç denizci Laura Dekker, henüz 14 yaşındayken yelkenli ile tek başına dünya turuna çıktı. 2 yıl sürmesini planladığı turu duyurduğunda kamuoyu ikiye bölündü. Yolculuğunu başarıyla sonuçlandırdı ancak ailesinin buna izin vermesi bir çok kişi tarafından tepkiyle karşılandı. Laura Dekker, dünyayı tek başına dolaşan Amerikalı denizci Tania Aebi'nin "Tek Başıma" isimli kitabını 8 yaşında okuduktan sonra bu kararı vermişti. Tania Aebi, dünyanın çevresini tek başına turlayan en genç kişi unvanına, yolculuğu esnasında yardım amaçlı birini kısa süre teknesine alması yüzünden kavuşamasa da Dekker'e ilham vermiş oldu. Laura Dekker ise dünyanın çevresini yelkenli ile turlayan en genç kişi unvanına 16 yaşına geldiğinde kavuşabilecek durumdaydı ancak Guiness Rekorlar Kitabı, gençleri tehlikeli girişimlerden korumak amacıyla rekoru tanımadı ve 16 yaşından önce başlanan bu yolcuğu onaylamadığını açıkladı. Güney yarımküreyi yalnız turlayan Jessica Watson Avustralyalı olan Jessica Watson da Laura Dekker gibi bir denizci. 1993 doğumlu Watson, deniz üzerinde yalnız başına aralıksız 220 gün geçirdiği macerasını tamamladığında henüz 16 yaşındaydı. Güney yarım küre boyunca solo dolaşım yaptıktan sonra Avustralya Madalyası Ödülü'nü aldı ve başbakan tarafından resmen "kahraman" ilan edildi fakat cevaben yaptığı konuşmasında kendini kahraman olarak görmediğini, sadece rüyası olan ve bunun için sıkı çalışan sıradan bir insan olduğunu ifade etti. Her şeyin mümkün olabileceğini söyleyen Jessica Watson, yalnız başına yelken açtığı yolculuğu öncesinde disleksi ile mücadele etmiş bir genç insandı. Yolculuğu sonrasında bir kitap yayınladı. Denizde çektiği belgesel Sir Richard Branson tarafından anlatıldı ve Oscar adayı film Lion'ın yapımcıları şu sıralarda Jessica'nın hikâyesinin film uyarlaması üzerinde çalışıyorlar. Amazon maceracısı Laura Bingham Maceraperest bir genç kadın olarak Güney Amerika'da bisikletiyle yola çıkan Laura Bingham, cebinde hiç para olmadan yolculuğunu baştan sonra tamamladı. Yolda aldığı yardımlarla konaklayan, yemek yiyen ve ihtiyaçlarını karşılayan Bingham, o dönemde erkek arkadaşı olan, Amazon Nehri'nin kıyısında 7 ay yalnız başına yürüyen ünlü macera adamı Ed Stafford ile yolculuk sonrasında evlendi ve bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Halen eşiyle veya tek olarak macera yolculukları yapıyor, çocuk kitapları yazıyor ve programlar yapıyor. Timsahlar, piranalar, akrepler ve jaguarlarla dolu bir doğal ortamda, Güney Amerika - Guyana'daki Essequibo Nehri'ne ilk inen kişilerden biri olarak kâşif unvanını da taşıyor. 10 hafta süren macerası esnasında babasının göz kulak olduğu oğulları, anne-babasından büyük bir macera mirasını şimdiden devralmış gibi görünüyor. "Kuş Kadın" Sacagawea Amerikan yerlisi Shoshoni kabilesine mensup Sacagawea (Sacajawea), Kuzey Dakota'dan Pasifik Okyanusu'na kadar binlerce yol kat ederek kâşiflere yardım ettiğinde 18 yaşında ve lohusalıktan yeni çıkmış bir anneydi. 1788 yılında doğan Sacagawea, Kanadalı bir tüccarla evlendirilmişti. O yıllardaki ABD başkanı Jefferson, Fransa'dan satın aldığı bölgenin keşfedilmesi için iki kişiyi görevlendirdi. Bunlar da Sacagawea'nın eşine ulaştı ve yolculuk başladı. Kucağında 2 aylık oğluyla birlikte Rocky Dağları'nda kâşiflere öncülük yaparken bitkileri tanıyor, şifalı özelliklerinden faydalanmayı biliyor, araziyi cesurca aşıyordu. "Kuş kadın" anlamına gelen ismiyle özdeşleşti ve mecbur kaldığı bu görevde gösterdiği sakin ve içten yardımseverliğiyle, devrilen bir botu kurtarışında ispatlanan gücü ve cesaretiyle Amerikan tarihinde saygıyla anılan bir isim oldu. (Görsel: Biography.com)



Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."